2024’ün ilk haftasından merhabalar.
Bugün benim gibi yetişkin tipi DEHB semptomları yaşayanlar ya da daha önce aldığı yeni yıl kararları konusunda kendini hayal kırıklığı uğratanlar için bu yeni yıl kararları konusuna değinmek istedim. Çünkü Youtube ana sayfam yıllık planlar, hedef belirlemeler ve “new year resolutions” videolarıyla dolmaya başladı ve benim gerçekten bu konudan artık sıtkım sıyrıldı.

Yeni bir yıla girmenin ve yeni bir başlangıç yapma fikrinin rahatlatan, umut veren ve neşelendiren bir tarafı var. Tabi aslında olan yepyeni sayfa açmak değildir, çünkü eskide bırakmak istediğimiz şeyleri yapan da onları geride bırakmak isteyen aynı kişidir. Bu gerçeğe ve pek çok kötü deneyimime rağmen bende umut ve ferahlık hissi uyandırıyor. Ki bu bence bir DEHB etkisi ve en güzellerinden biri. Hala hayalperest ve umut dolu bir çocuk yanınız var ve başkalarıyla kıyaslandığında içsel anlamda pek de yaşlanamıyorsunuz.
Bu konudan bahsetmeyi istedim çünkü DEHB, semptomları yaşamayan insanlar arasında asla anlaşılan bir konu değil, ne yazık ki. Geçenlerde çok akıllı ve beni de çok sevdiğinden emin olduğum bir arkadaşım bana bir hedef belirledikten sonra hayatımı ona göre nasıl planlayacağımı anlatmaya çalışıyordu. Beni çok sevmesinin yanında bana o kadar inanıyor ki, bazen yapacağımı söylediğim şeyleri neden yapamadığımı bir türlü anlayamıyor.
En basitinden Youtube kanalım! O kadar isteyerek ve hevesle açtım ki bu kanalı. Hala da çok seviyorum ama ilk videoyu yüklediğimden beri 1000 aboneye bile ulaşacak kadar emek vermedim. Çünkü bugün bunun için yanım tutuşurken, bir kaç gün sonra peş peşe roman okumak isteyebiliyorum ya da deli gibi saatlerce örgü örmek ya da acaba içli köfte yapabilecek miyim?
Maymun iştahlılık değil mi bu? Küçükken bana en çok maymun iştahlı olduğumu söylerlerdi. Evet böyle şeyler söylüyor insanlar. Ve bir süre sonra bunları onlar söylemeden biz kendimize söylemeye başlıyoruz. Maymun iştahlı, tembel, iradesiz, gel-git akıllı…
Hayır arkadaşım, sadece benim kafam seninki gibi çalışmıyor!
Ben şimdiye kadar hiç aptal bir DEHB’liyle karşılaşmadım. Belki vardır ama ben tembelini de hiç görmedim. Aksine birilerinin 10 efor sarf ederek yaptıklarını 20-30 efor sarf ederek yapmaya çalışıyorlar. Aksine fazlasıyla zeki, yaratıcı, zeki, çalışkan müthiş insanlar.
Peki tüm bunlara rağmen uzun dönemde başladığımız bir işi ya da koyduğumuz bir hedefi tamamlamakta neden bu kadar zorlanıyoruz? Şöyle bir metaforla anlatmak istiyorum:
Diyelim ki elinizi bir böcek ısırdı. Deli gibi kaşınıyor. Ve iyileşmesi için de o bölgeyi kaşımanız gerekiyor. Bunu koyduğunuz bir hedef ya da biraz uzun bir sürede tamamlanması gereken bir iş olarak düşünebilirsiniz. Gerçi kısa dönemli günlük görevlerde de çok büyük sorunlar var ama şimdi yeni yıl kararları gibi uzun dönemli hedeflerden bahsediyoruz. Diyelim ki bu yıl İspanyolca öğrenmek istiyorsunuz ya da düzenli spor yapacaksınız ya da her hafta bir video yükleyeceğiniz bir YouTube kanalınız olsun istiyorsunuz vs. Her gün o ısırığı düzenli olarak kaşımanız gerekiyor. Bir kaç gün belki bir kaç hafta eliniz kaşınıyor ve siz de kaşıyorsunuz. Fakat sonra bir sabah bir uyanıyorsunuz diğer elinizde bir kaşıntı başlamış. Öyle bir kaşıntı ki kaşımadan duramıyorsunuz ve ilk elinizde artık kaşıntı olmadığından o eski ısırığı düşünmüyorsunuz bile. Sizin için artık yok. Başkalarının sizin elinizde o ısırığı görmeleri ve iyileşmesini beklemelerinin bir önemi yok. Çünkü artık sizin diğer eliniz çok kaşınıyor ve kaşımaktan başka yapabileceğiniz hiç bir şey yok. Bakın bu dürtüsel bir davranış. DEHB’in pek çok semptomu var ve dürtüsel davranışlar en yaygınlarından biri. Ve bu kaşıntı metaforu dürtüsel davranışın sizi bir önceki hedeflerinizden nasıl kopardığını çok güzel anlatıyor.
Beni uzun süreli hedeflerimden koparan bir durum daha var. Ben bunu bağlamdan kopma olarak tanımlıyorum. İnsanların zaman zaman yaşamlarında değişiklikler olur. Bir şehirden başka birine taşındığınızı ya da bir iş yerinden bir diğerine geçtiğinizi düşünün. Hayatınızda birden pek çok değişmeye başlar. Hayatınızın bir evresinden başka bir evresine geçersiniz ve arkada bıraktıklarınızın hatıraları yavaş yavaş solmaya başlar. Ama DEHB’liyseniz bunun olması için bazen çok çok küçük tetikler yeter. Rutin yaşamınızda çok küçük bir değişiklik, bir hafta sonu tatili, çocuğunuzun hasta olup 3 gün okula gidememesi ya da bir kaç gün ilgilenmeniz gerek bir misafir… sizi bir önceki bağlamınızdan tamamen koparabilir. 10 gün önce ne tür kararlar almıştınız ve hangi rutini geliştirmeye çalışıyordunuz… hiç bir anlamı kalmaz. Hatta bunların hiç birine gerek kalmadan direk uykuda, sanki bir yerde uyumuşsunuz başka bir yerde uyanmışsınız gibi bir önceki bağlamınızdan kopabilirsiniz. Bakın bunun gerçekten yaşamayan biri tarafından anlaşılması o kadar zor ki. Ben benden başka kimse yaşamıyor sanıyordum. 10 gün önce İngiltere’de yaşayan bir arkadaşım, kendisine de yetişkin tipi DEHB teşhisi konulmuş; bu anlattığım şeyi anlatınca aynısını yaşadığını anlattı. Ki kendisi harika bir eğitimci, dernekler kurup müthiş organizasyonlar yapmış bir kadın. Bir arkadaşından şöyle bir dönüt almış: Her sabah başka bir şey ile uyanıyorsun. Evet uyanıyoruz ve bir anda 1 aydır aldığımız kararlar, yerleştirdiğimiz rutinler, hedefler, motivasyonalar… hepsi solmaya başlıyor.
Arkadaşlar bunlar gibi benzer şeyler yaşıyorsanız DEHB’lisiniz demiyorum ama zihninizin farklı çalıştığını fark etmeli, önce kendinizi sevgiyle kabul etmeli ve ona göre hedefler koymalısınız. Çünkü böyle yapmadığınızda öncelikle şu oluyor:
1. Kendinize uygun olmayan bir şekilde hedefler belirliyoruz,
2. Kendinize uygun olmayan planlamalar yapıp rutinler oluşturuyorsunuz,
3. Büyük oranda başarısız oluyorsunuz,
Ve en kötü aşamaya geldik
4. Tembel, iradesiz, beceriksiz, aptal olduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz ve doğal olarak bu da öz sevgi ve öz saygınızı düşürüyor. Tebrikler! Yeni yıl planlarınız kendinizi eskisinden de kötü hissetmenize sebep oldu!
Nasıl olucak yani biz hiç bir hedef belirlemeyecek miyiz? Hayalini kurduğumuz şeyleri başaramayacak mıyız? Hep böyle ordan oraya savrulacak mıyız? Tabii ki savrulmayacağız ve çok da güzel şeyler başaracağız!
Bunun için size bazı işe yaramış, basit önerilerde bulunucam:
1. Tek Sayfalık Mucize: Daniel Amen DEHB konusunda en çok bilinen bilim insanlarından biri. Kendisinin özellikle uzun dönemli hedefler ve tabii ki buna uygun günlük bir akış için geliştirdiği basit bir yöntem var. Tek sayfalık mucize dediği ve tüm uzun vadeli hedefler için toplam bir sayfalık yer ayırdığı bir form. Bunun için kendinize sakin bir zaman ayırıp hayatınızın hangi alanlarında ne gibi hedefleriniz var bunları birer cümleyle belirlemek. Bu bir nevi kendinize hatırlatma notu. Çünkü buna hemen her gün tekrar bakıp okuyacaksınız. Bu sizin hatırlatıcınız. Bağlamdan kopmanızı engelleyecek şey. Kendisi web sitesinde ücretsiz bir şablon paylaşıyor. Ben de sizin için çevirip Türkçe bir form oluşturdum ve BURAYA bıraktım.
2. Günlük tutun. Arkadaşlar bizim hiç kimsenin olmadığı kadar gün içerisinde kendimizle başbaşa kalmaya ihtiyacımız var. Buna herkesin ihtiyacı var, tamam. Ama bizim zihnimiz zaten fazla yükle çalışan bir bir bilgisayar gibi. O yüzden diyorum kafanızın kimseden daha az çalıştığını düşünmeyin diye. Çekmecenizde sadece bir kaç parça eşya varsa sürekli çekmeceyi düzeltmeniz gerekmez. Ama çekmece ağzına kadar birbirinden farklı eşyalarla dolup taşıyorsa o çekmeceye bir düzenleyici gerekir. İşte bu düzenleyici de kişisel günlüklerinizdir.
Mümkünse her sabah ve her akşam, sabah veya akşam birinde, mutlaka tüm dünyayı arkanızda bırakın ve kendinizle başbaşa olun. Günlük benim en büyük ilacım, arkadaşım ve en önemlisi de öğretmenim. Hatta ona özel bir video bile çekmiştim. Hiç günlük tutmadıysanız bile önerdiğim 10 yöntemden biri mutlaka ilginizi çekecektir diye düşünüyorum. Buradan izleyebilirsiniz.
3. Meditasyon. Öncelikle meditasyon nedir hiç bilmeyen ve buna mesafeli duranlar için şunu söylemek istiyorum, Günlük yazmak kendi kendine bir meditasyon eylemi sayılabilir. Ben çoğu zaman bu yöntemi kullanıyorum. Ancak hiç bir şey yapmadan, düşünmeden, konuşmadan bir süre oturmak özellikle DEHB’li zihinler için çok zormuş gibi gelebilir. Ancak gerçekten müthiş bir çekmece düzenleyicidir. Sıfırdan başlayanlar için Netflix’teki Meditasyon Rehberi’ni öneririm. Bu arada yine Netflix’te “Şeker Hanry’nin İnanılmaz Öyküsü” de meditasyonun insan zihnine ve dönüşümüne etkisini anlatan harika bir kısa film. Onu da izleyebilirsiniz.
4. Zihninize iyi gelmeyen şeylerden uzak durun. Tek bir başlık “zihninize iyi gelmeyen şeyler”. Bunun içinde fazla sosyal medya kullanımı var, şeker var, hareketsiz yaşam var, alkol var, uykusuzluk var, bilgisayar oyunları var… “Başak sen hepsinden uzak mısın?” Hayır, her zaman değilim. Ama olabildiğimce uzak duruyorum. Kendimi takip ediyorum. Siz de edin. Hiç birinin sizin yaşamınızı olumsuz etkilemesine izin vermeyin.
5. En önemlisi kendinizi tanıyın, sevin ve anlayış gösterin. Kendinizi bu şekilde kabul edin ve başkalarıyla kıyaslamayın. DEHB çoğu zaman anksiyete ve depresyonu da beraberinde getirir. Ruh halinizin farkında olun. Kendinizi hırpalamayın. Bakın insanların göz küreleri farklı şekillerde olduğunda farklı görme becerileri olduğunu bir şekilde kabul ediyor. Ben gözlüksüz bu yazıyı okuyamıyorum deyince kimse itiraz etmiyor. Ama benim zihnim seninkinden farklı çalışıyor deyince bunu herkes anlamıyor. İnsanlar sizi anlamıyor diye üzülüp dertlenmeyin. Siz kendinizi anlayın, sevin ve zorlandığınız anda da mutlaka bir doktorla görüşerek size yardım etmesine izin verin.
Hepimiz için güzel bir yıl olmasını dilerim. Görüşmek üzere.
Not: Bu yazı, 5 Ocak 2024 tarihinde, Başak Gülsoy Youtube kanalında yayınladım “Yeni Yıl Kararları ve DEHB” adlı videonun metnidir.