Daha Fazla Okumak İçin 8 Öneri

Photo by Levent Simsek on Pexels.com

Biliyorsunuz nanowrimo kapsamında Kasım ayı boyunca 50000 kelimelik bir roman yazmaya heves etmiştim. Eğer yazıp bitirseydim “heves” değil ”azim” derdim. Ancak 1 ay boyunca yarısını bile bitiremedim. Ama ne yapıyoruz yapamadıklarımıza değil, yaptıklarımıza ve yapabileceklerimize odaklanıyoruz. Tam 17592 kelime yazdım. Toplam 36 sayfa ediyor. Bu daha önce hiç yazmadığım bir tempoydu. Eğer Kasım ayı Eskişehir’de bu kadar muhteşem geçmemiş olsaydı inanın ikiye katlardım bu başarımı. Oysa ben bazı günler 15 km’yi bulacak şekilde parklarda, sokaklarda, çarşılarda gezmeyi tercih ettim.

Kasım ayında yaptığım bir diğer şeye gelelim: Okumak. Yazmaya başlayıp sadece kendi yazdıklarımı okumak zorunda kalınca içimde güzel bir kitap arzusu iyice depreşti. Okumayı sevmeyen insanların pek çoğunun bu işe yanlış, kendilerine uygun olmayan, zorlama kitaplarla başladığına inanıyorum. Sevmiyorum diyenleri bir yana bırakıyorum şimdi, “okumayı seviyorum ama hiç vaktim yok” diyenlere geliyorum. O kadar çok duyuyorum ki bunu. Hatta zaman zaman ben de okumaya hiç zaman ayırmadığım dönemler yaşıyorum. Bazen bir solukta bitecek bir kitap haftalarca sürünüyor.

Geçen videomda, sadece elime amaçsızca telefonu almak istediğim her seferinde, onun yerine kitap alarak ayda 3 kitap bitirdiğimi söylemiştim. Şimdi bu yönteme ek olarak, içenlikle okumak isteyip zaman bulamayanlara ve daha fazla okumak isteyenlere daha yardımcı olacak tam Sekiz önerim var.

Birincisi: Sevdiğiniz Şeyi Okuyun: İlk okuduğum kitabı hiç unutmuyorum. Enid Blyton’un yanan evin sırrı isimli kitabıydı. 5 çocuğun kendi mahallelerinde çıkan bir yangını araştımalını anlatıyordu. O kitabı okurken yaşadığım heyecanı ve bitirdiğimdeki mutluluğu hiç unutmuyorum. Böyle bir okuma deneyimi ile başlayınca, okumak benim için büyülü bir şey oldu. Yazar çok iyi olabilir, herkes o kitabı okuyor olabilir, kitap klasiklerden biri olabilir. Önemli değil. Sen o kitabı sevdin mi? Önemli olan o. Ben Suç ve Ceza’ya bayılmıştım. Bir arkadaşıma önerdim ama sevmedi. Bütün Dünya sevdiği için de kendini kötü hissetti. Halbuki hiç ilgisi yok. Milyonlarca kitap var yazılmış. Sevmediğin kitapla zaman kaybetme. Neyi okumak istiyorsan onu al eline. Belki daha sonra tekrar denersin ve seversin. Kumral Ada Mavi Tuna gibi bir kitabı ancak 3. başlayışımda okuyabildim. Durum tamamen öznel ve biz istediğimizi okumakta özgürüz.

Okumayı günlük programınızın bir parçası haline getirin: Aslında okumak önemli bir iş. Spor yapacağımız zaman planlıyoruz ve hangi günler hangi saatte yapacağımızı biliyoruz, takvimde ona yer ayırıyoruz. Okumak söz konusu olunca genelde biraz daha esnek davranıyoruz. Bunun yapılan işin doğasıyla da ilgisi var biraz. Her an her yerde anlık olarak yapılabiliyor olmasıyla mesela. Ama biraz da yeteri kadar önemsemediğimizden ve alışkanlık haline getirmediğimizden de kaynaklanıyor. Halbuki gün içinde yarım saat bile ayırsanız en az 25-30 sayfa okumuş oluyorsunuz. Bu da 10 günde 250-300 sayfalık bir kitap bitirme anlamına geliyor.

Ben hafta içi öğleden sonra kahve içerken bir saatimi okumaya ayırıyorum. Hafta sonu ise evdeki nüfus yoğunluğu kaynaklı yarım saate düşüyor. Gürültü, konuşma, müzik, televizyon beni etkilemediğinden yarım saat de olsa kahveyle birlikte tadını çıkarıyorum. Buradan 3. maddeye geçiyoruz:

Okuma anını özel ve keyifli bir hale getirin: Kısa bir süre için de olsa, o kapağı açacaksınız, ve şimdi bulunduğunuz dünyadan çıkıp o kitabın size sunduğu başka bir dünyaya, zamana, mekana bambaşka bir gerçekliğe geçeceksiniz. Hadi bunu elimizdeki telefonlar bir sürü görüntü, ses ve oyunla yapıyor da, çok daha yoğun bir deneyimin yazı gibi ilkel bir teknolojiyle yüzyıllardır yapılıyor olması muhteşem değil mi? Bence bu deneyime ve kendinize hak ettiği özeni gösterin. Sevdiğiniz bir içecek, belki dikkatinizi dağıtmayacak hafif bir müzik, evin en rahat ettiğiniz köşesi… O an güzel ve özel bir an. Kısa da olsa bir hazırlık yapmak, aldığınız keyfi artırabilir.

Dördüncüsü: Hedef belirleyin: Size nasıl daha cazip geliyorsa, hangisi sizi daha çok motive ediyorsa kısa ve uzun dönemli hedefler belirleyebilirsiniz. Haftada iki kitap bitiricem ya da ayda 3 kitap diyebilirsiniz. Her gün en az 50 sayfa okuyacağım, bugün şu bölümü bitiricem ya da bu kitabı 3 günde elden çıkarıcam da diyebilirsiniz. Önünüzdeki ay okumak istediğiniz 5 kitabı çıkarıp masanın üzerine koyabilirsiniz. Ama eğer bu videoyu izliyorsanız daha çok okumak istiyorsunuz ve muhtemelen okumanın size sağladıklarından haberdarsınız diye düşünüyorum. O zaman bunu gelişigüzel yapmayın. Neyi ne için yaptığınızı biliyorsanız gelişiminizi de takip edin. Okumayı günlük rutinimizin bir parçası yapmak ve hedef belirleyerek okumak bir süre sonra okuma hızımızı da artıracağından dolaylı yoldan daha çok okumamıza katkı sağlıyor.

Beşincisi: Yanında her zaman kitabını hazır bulundur: Artık özellikle de başka bir yere yetişmemiz gerekmiyorsa, beklemek bizim için hiç sorun değil farkında mısınız? Arkadaşımız buluşmaya geç gelebilir, doktor randevuları sarkmış olabilir, trafik ilerlemiyor. Hiç sorun değil, hepimizin yanında cep telefonları var. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyoruz bile. Çoğu zaman da yaptığımız iş önemli bir maili falan cevaplamak değil biliyorsunuz, konuştuk bunları, ekranı kaydırıyoruz. Eğer bu konuda farkındalığınızı artırdıysanız ve kitabınız da çantanızdaysa, bilinçli olarak telefonu almak yerine kitabı seçebilirsiniz. Eğer bir kitap okuyorsam, onu mutlaka yanıma almaya çalışıyorum. Bazen öyle bir durum olur ki, o boşluklarda okuduğunuz sayfa sayısı okuma saatlerinde okuduklarınızı geçer. Okumak için fırsat bulamayabilirim, ama bir fırsat bulduğumda kitabım yanımda değilse gerçekten moralim bozuluyor.

Kitapla Sosyalleşin: Kitap okumak asosyal bir eylem gibi görülebilir ancak harika bir sosyalleşme aracıdır. Okuduğunuz bir kitap hakkında sohbet etmek, benzer zevkleriniz olan insanlardan bir sonraki kitabınız için fikir almak nitelikli bir sosyalleşme şeklidir. Bir veya bir kaç arkadaşınızla bir kitap kulübü kurup aynı anda aynı kitapları okuyabilirsiniz. Ya da beraber sevebileceğiniz kitapları alıp ortaklaşa okuyabilirsiniz. Kitap ağacı gibi organizasyonlara katılabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla neredeyse her şehirde var. Goodreads, vikitap ve 1000kitap gibi sitelere üye olabilirsiniz. Orada yıllık hedefler belirler, okuduklarınızı paylaşıp, o yıl içerisinde okuduğunuz kitapların kaydını tutabilirsiniz. Benim Goodreads ve vikitap üyeliklerim var ama çok aktif kullandığım söylenemez. Arada esiyor güncelliyorum sonra uzun bir süre ara veriyorum ama yine de orada takılmak beni çoğu zaman motive ediyor. Hatta şimdi Aralık ayındayız. Ocak başında 2019 yılı için okuma hedefleri girilecek. Ben de fazla uçmadan hem beni biraz zorlayacak hem de gerçekleştirebileceğim bir hedef belirlemek istiyorum. Sizin hedeflerinizi de merak ediyorum. Yorumlara yazarsanız sevinirim. Hattta şöyle yapıyım açıklamalar kısmına Goodreads ve Vikitap profillerimi ekliyim. Üye olanlarınız veya olmayı düşünenleriniz varsa birbirimizi takip edelim. 1000kitap’ı video için hazırlık yaparken gördüm. Pek bir bilgim yok. Temiz güzel bir tasarımı var. Kullanımı kolay gibi. Ama 3. bir hesap açmak istemedim açıkçası.

İnstagramda ve youtube’da zevkinize göre kitapları okuyan ve paylaşan hesapları takip edebilirsiniz. Pek çok iyi içerik üreticisi var ama ben bu aralar en çok takip edip izlediğim bir instagram ve bir youtube hesabını da paylaşıcam açıklamalarda. Burcu Mutlu ve Ayşe Ümit Karabacak. Okuma hızlarını kendinizinkiyle karşılaştırın ama asla moralinizi bozmayın derim ben. İlham kaynağı oluyorlar gerçekten.

Yedinci: Gerektiğinde iki kitap birden okuyun: Ağır bir kitap okurken, yanında daha hızlı akan ve daha az yoran bir kitap okumak, iyi bir fikir. Hatta ben kitabın ağır olduğunu biliyorsam diğer kitabı da baştan seçerim. Öykü kitapları bunun için çok uygun. Ağır dediğim kitabın sayfa sayısı da fazlaysa, uzun süre aynı ağırlıkta gitmek hevesimi kırabiliyor. Halbuki yorulduğum yerde araya bir iki öykü attığımda zihnindeki o ağırlık dağılıyor. Ayrıca dışarı çıkarken daha kolay konsantre olacağınız kitabı yanınıza alabiliyorsunuz.

Son olarak: İki kitap arası fazla ara vermeyin: Evet bazen insan okuduğunu hazmetmek istiyor. Bitirdiğiniz kitap bir yerde, bir zamanda geçiyor, başlayacağınız kitap bambaşka dertler, yerler, zamanlar anlatıyor. Kimin sözüydü hatırlamıyorum ama çok hoşuma gitmişti “Yeni bir şey okumadan önce, bitirdiğiniz öykünün üstüne bir gece uyuyun” diyordu. Çok hoşuma gitmişti. Bazı kitaplar bunu istiyor. Ama bazen de sabah kitabı bitiriyorum ve akşama yeni bir taneye başlamak istiyorum. En son Thea Alexander’ın MS 2150 adlı kitabını okudum. Gerçekten çok etkilenmeme rağmen akşamına hemen yeni bir kitaba başladım. Dost AŞ. İsmail Biçer’in daha önce Düş Cambazı’nı okumuştum. Yazdığı karakterleri çok sevmiştim. Bu kitaptakilerle de tanışmak için inanılmaz bir istek duydum ve bekleyemedim.

Bunlar benim zaman zaman bazılarını ya da tamamını uyguladığım yöntemler. Burada en önemli şey bizim ne istediğimizin farkında olmamız. Ancak o zaman bir yol buluyoruz ve oradan gitmeye niyetli oluyoruz. 

Sizden ricam yazın aşağıya, ne okuyorsunuz, sizce yeteri kadar okuyor musunuz? Önümüzdeki 1 yıl için bir hedef belirlemeyi düşünür müydünüz? Kaç kitaplık bir hedef olurdu bu? Lütfen yorumlarda paylaşın. İzlediğiniz için teşekkür ederim. Hoşçakalın.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.